Tarımsal Arazilerde İmar ve Hukuki Süreçler
BLOG

Tarımsal Arazilerde İmar ve Hukuki Süreçler

Toprak, insan yaşamı için vazgeçilmez bir kaynaktır. Bu yazıda, tarım arazilerinin korunması, imara açılması süreçleri ve bu konudaki yasal düzenlemeler ele alınacaktır.

E

Enes Sevinç

25 Temmuz 2025

Giriş

Toprak; tıpkı su ve hava gibi insan yaşamı için vazgeçilmez bir kaynaktır. Ancak, diğer doğal kaynaklardan farklı olarak sayısı artmayan, sınırlı ve geri kazanımı oldukça zor bir varlıktır. Gerek tarımsal üretim gerekse yerleşim ve sanayi alanlarının temeli olması bakımından, toprak insanoğlu için yaşamsal önemdedir. Bu nedenledir ki, toprağın korunması ve sürdürülebilir şekilde kullanılması hem bugünün ihtiyaçları hem de gelecek nesillerin yaşam hakkı açısından vazgeçilmez bir zorunluluk hâline gelmiştir.

Tarım Arazisi Nedir?

Tarım arazileri, toprak yapısı, topoğrafik özellikleri ve iklim koşulları bakımından tarımsal üretime elverişli olan, hâlihazırda tarım yapılan ya da yapılmaya uygun nitelikteki arazilerdir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da bu tanımı kararlarında benimsemiş ve içtihatlarında açıkça ifade etmiştir. Bu araziler, yalnızca ekonomik üretim sahası değil; aynı zamanda gıda güvenliği, çevresel denge ve kırsal kalkınma açısından da stratejik değere sahiptir.

Tarım Arazilerinin Önemi

Tarım arazilerinin önemi yalnızca tarımsal üretimle sınırlı değildir. Aynı zamanda:

  • Kendi kendine yeterlilik ve gıda arz güvenliği,
  • Tarım sektöründe çalışan milyonlarca insanın geçim kaynağı,
  • Ekosistemin dengesi ve biyolojik çeşitlilik,
  • İklim değişikliğiyle mücadele gibi başlıklarda da kritik rol oynamaktadır.

Ancak artan nüfus, plansız kentleşme, sanayi ve altyapı yatırımları gibi faktörler, bu verimli arazilerin kaybına neden olmaktadır.

Tarım Arazilerinin İmara Açılması: Neden Sorun?

Tarım arazilerinin imara açılması, sadece bir toprağın farklı amaçla kullanılması anlamına gelmez. Bu durum, doğrudan tarımsal üretim kapasitesinin azalması, gıda fiyatlarının artması, kırsal göçlerin tetiklenmesi ve ekolojik yıkım gibi sonuçlara neden olur.

Bir tarım arazisinin üzerine yapı yapılması, o toprağın geri dönüşü olmayan bir biçimde verim dışına çıkmasına yol açar. Yapılaşma sonrası o toprak bir daha çoğunlukla tarıma kazandırılamaz. Bu da gıda arzının daralması, tarıma dayalı gelirlerin azalması ve ithalat bağımlılığının artması gibi zincirleme sorunlar doğurur.

Yasal Düzenlemeler ve Uygulama Zorlukları

Türkiye’de tarım arazilerinin korunmasına yönelik temel düzenlemeler şunlardır:

  • 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu
  • 3194 sayılı İmar Kanunu
  • 4342 sayılı Mera Kanunu

Bu kanunlarla tarım arazilerinin tarım dışı kullanımına sınırlamalar getirilmiş ve belirli şartlara bağlanmıştır. Ancak uygulamada, yatırım baskısı, bürokratik gevşeklik ve yerel yönetimlerin imar planları gibi nedenlerle bu koruma zayıflamaktadır.

2. TARIM ARAZİSİNİN TANIMI VE HUKUKİ STATÜSÜ

Tarım arazileri, insan yaşamı ve toplumların devamı açısından hayati öneme sahip sınırlı doğal kaynaklardandır. Bu nedenle hukuk düzeni, tarım arazilerinin korunmasını ve amaç dışı kullanımının sınırlandırılmasını zorunlu görmüş, buna yönelik özel düzenlemeler getirmiştir. Bu bölümde, tarım arazisinin tanımı, çeşitleri ve hukuki statüsü mevzuat ve içtihatlar ışığında ele alınacaktır.

2.1 Tarım Arazisinin Tanımı

Tarım arazisi, genel anlamıyla; toprak yapısı, topoğrafya ve iklim koşulları açısından tarımsal üretime elverişli olan ve tarımsal faaliyetin yürütüldüğü ya da yürütülmeye elverişli bulunan arazilerdir. Bu tanım yalnızca hali hazırda kullanılan alanları değil, aynı zamanda tarıma elverişli ancak henüz kullanılmayan arazileri de kapsar.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bu yaklaşımı benimseyerek tarım arazisini şöyle tanımlamıştır:

“Toprak, topografya ve iklimsel özellikleri tarımsal üretim için uygun olup, hâlihazırda tarımsal üretim yapılan veya yapılmağa elverişli olan arazilerdir.”

Bu tanım, fiilî kullanım kadar potansiyel kullanımı da hukuki koruma altına almaktadır.

2.2 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’na Göre Tarım Arazisi Türleri

Türkiye’de tarım arazilerinin hukuki statüsü esas olarak 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile düzenlenmektedir. Kanun, tarım arazilerinin amaç dışı kullanımını sınırlamak ve sürdürülebilir tarımı desteklemek amacıyla bazı temel kavramlar ve sınıflandırmalar getirmiştir.

Bu kapsamda tarım arazileri üç ana kategoride ele alınmaktadır:

  • Mutlak Tarım Arazisi: Tarımsal üretim açısından en yüksek verime sahip, genellikle sulak alanları ve verimli ovaları kapsayan, yapılaşmanın kesinlikle yasak olduğu arazilerdir.
  • Özel Ürün Arazisi: Belirli tarımsal ürünlerin (örneğin zeytin, bağ) yetiştirilmesi için uygun olup, bu ürünlerin korunmasına yönelik özel statüye sahiptir.
  • Marjinal Tarım Arazisi: Verim açısından sınırlı, ekonomik üretimin zor olduğu arazilerdir. Bu arazilerde tarım dışı kullanıma belirli şartlarla izin verilebilir.

Bu sınıflandırma, tarım arazilerinin korunma derecesi ile kullanım esnekliğini belirlemede kritik rol oynar ve imar uygulamalarına yön verir.

2.3 Yargı Kararlarında Tarım Arazilerinin Hukuki Değerlendirilmesi

Tarım arazileriyle ilgili uyuşmazlıklarda mahkemeler, mevzuat hükümlerinin yanında içtihatları da dikkate alarak karar vermektedir. Bu kapsamda Yargıtay ve Danıştay kararları, tarım arazilerinin korunması yönünde yönlendirici rol üstlenmektedir.

Yargıtay Kararları

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 03.11.2015 tarihli, E.2014/14598, K.2015/9620 sayılı kararında, aynen taksim istenen tarım arazisinin durumu şöyle değerlendirilmiştir:

“Taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile tarım arazilerinin niteliği göz önünde bulundurularak, imar mevzuatı ve tarımsal üretim açısından aynen taksimin mümkün olup olmadığı araştırılmalıdır. Tarım arazisinin taksiminde, arazinin tarımsal üretim fonksiyonunun bozulmaması esastır.”

Bu karar, mülkiyet hakkının sınırsız olmadığını, kamu yararının ve üretim amacının öncelikli olduğunu ortaya koymaktadır.

Danıştay Kararları

Danıştay kararlarında ise, tarım arazilerinin imar planlarıyla amaç dışı kullanımının önlenmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Özellikle belediyelerin hazırladığı imar planlarında tarım arazilerinin yapılaşmaya açılması hâlinde, iptal kararlarının sıklıkla verildiği görülmektedir.

Danıştay; idari işlemleri denetlerken, 5403 sayılı Kanun’un emredici hükümlerini ve tarım arazilerinin korunması ilkesini ön planda tutmaktadır.

3. TARIM ARAZİLERİNDE İMARIN SONUÇLARI VE HUKUKİ MEŞRUİYET SORUNU

3.1 Tarım Arazilerinde İmarın Yol Açtığı Sonuçlar

Tarım arazilerinin imara açılması ve bu alanlarda yapılaşmaya izin verilmesi; çevresel, ekonomik ve sosyal boyutları olan çok yönlü sonuçlar doğurmaktadır:

  • Tarım Alanlarının Azalması: Yapılaşma nedeniyle tarım alanlarının daralması, uzun vadede gıda güvenliğini tehlikeye atmakta ve ülkenin tarımsal üretim kapasitesini düşürmektedir.
  • Arazinin Parçalanması ve Verim Kaybı: İmar uygulamaları, tarım arazilerinin küçük parçalara bölünmesine neden olmakta, bu da ekonomik ölçekli tarımın yapılmasını engellemekte ve üretim verimliliğini azaltmaktadır.
  • Çevresel Tahribat: Tarım arazilerinde yapılan plansız yapılaşmalar, ekosistem bozulmalarına, su kaynaklarının kirlenmesine ve biyolojik çeşitliliğin azalmasına yol açmaktadır.
  • Sosyal ve Ekonomik Sorunlar: Tarım yaparak geçimini sağlayan çiftçiler geçim kaynaklarını kaybetmekte, kırsaldan kente göç artmakta ve yerel ekonomik yapı zedelenmektedir.

3.2 İmar Faaliyetlerinin Hukuka Uygun Gösterilme Yöntemleri

Tarım arazilerindeki imar uygulamaları, çoğu zaman mevzuata aykırı olsa da bazı idari ve hukuki araçlarla meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır:

  • İmar Planı Değişikliği: Belediyeler veya yetkili idareler, tarım arazilerinin kullanım amacını değiştirerek yerleşim veya ticaret alanı olarak gösteren plan değişiklikleri yapmaktadır.
  • Toprak Koruma Kurulu İzni: 5403 sayılı Kanun gereği, tarım arazilerinin tarım dışı kullanımına ilişkin Toprak Koruma Kurulu izni alınmadan yapılaşma mümkün değildir. Ancak bu izin, bazen plansız yapılaşmaların sonradan meşrulaştırılmasında kullanılmaktadır.
  • Kamu Yararı Gerekçesi: Sağlık, eğitim, ulaşım gibi kamu yararı gerekçeleri ile yapılaşma savunulmakta ve tarım arazilerinin amacı dışı kullanımına izin verilmektedir.
  • Yapı Kayıt Belgesi ve Af Kanunları: Kaçak yapılaşmalar, yapı kayıt belgesi gibi belgelerle hukuki statü kazandırılarak sonradan yasallaştırılmaktadır.

3.3 Mutlak Tarım Arazilerinde Yapılaşma Hukuka Aykırıdır

mutlak tarım arazisi üzerinde izinsiz yapılaşmanın hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir:

“Mutlak tarım arazilerinde yapı yapılması, Toprak Koruma Kanunu’na açıkça aykırıdır. Bu gibi yapılaşmalar kamu yararına aykırılık teşkil eder ve hukuki korumadan yararlanamaz.”

3.4 Ruhsatsız Yapılar Kaçaktır ve Yıkılabilir

yapı ruhsatı ve Toprak Koruma Kurulu izni olmaksızın yapılan yapıların kaçak yapı sayılacağını ve yıkım kararının hukuka uygun olduğunu kabul etmiştir:

“Toprak koruma hükümlerine ve imar mevzuatına aykırı şekilde inşa edilen yapılar kaçaktır; bu yapılar hakkında yıkım kararı verilmesi mülkiyet hakkının sınırlandırılması olarak kabul edilemez.”

3.5 Toprak Koruma Kurulu İzni Olmadan İmar Planı Değiştirilemez

Toprak Koruma Kurulu izni olmaksızın yapılan imar planı değişikliklerinin iptal edilmesine karar vermiştir:

“Tarım arazilerinin imara açılması için yalnızca belediye kararı yeterli değildir. Toprak Koruma Kurulu’nun izni alınmadan yapılan plan değişiklikleri geçersizdir ve iptal edilmelidir.”

3.6 Belediye Onayı Olmadan İnşaat Ruhsatı Alınamaz

belediyeden ruhsat alınmadan yapılan yapıların kaçak yapı sayılacağını belirtmiş ve bu yapıların yıkımına karar verilmesini hukuka uygun bulmuştur:

“Yapı ruhsatı, yapılaşmanın yasal çerçevede gerçekleştiğini gösteren belgedir. Bu ruhsat alınmadan yapılan inşaatlar kaçak yapı olarak kabul edilir.”

3.7 Ev Yapıldıktan Sonra Arazinin Niteliği Değiştirilemez

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 2015 tarihli kararında (E:2014/14598, K:2015/9620), tarım arazisi üzerine yapı yapıldıktan sonra arazinin tarım dışı gösterilmesi girişimi usulsüzlük olarak değerlendirilmiş ve iptal edilmiştir:

“Tarım arazisinin hukuki niteliği, yapı yapıldıktan sonra değiştirilerek tarım dışı gösterilemez. Bu durum kamu yararına aykırıdır ve planlama hukukunun temel ilkeleriyle bağdaşmaz.”

4. Toprak Koruma Kurulu: Görevleri, Yetkileri ve İşleyişi

Toprak Koruma Kurulu, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile kurulmuş olup, temel görevi ülkemizdeki tarım arazilerinin amaç dışı kullanımlarını engelleyerek korunmasını sağlamaktır. Kurul, tarım arazilerinin sürdürülebilirliğini sağlamak adına idari kararlar verir ve bu kararlar bağlayıcıdır.

4.1. Kurulun Görev ve Yetkileri

  • Tarım arazilerinin sınırlarını belirlemek ve koruma kararları almak,
  • Tarım dışı kullanım izinlerini vermek veya reddetmek,
  • İzin verirken, arazinin tarımsal üretim durumu, toprak kalitesi, bölgenin tarımsal önemi ve alternatif alanların bulunup bulunmaması gibi kriterleri dikkate almak,
  • İmar planlarında tarım arazilerinin korunmasına ilişkin değişikliklere onay vermek.

4.2. İzin Sürecinin İşleyişi

  • İmar veya tarım dışı bir faaliyet için başvuru sahibinin, Toprak Koruma Kurulu’na gerekli evraklarla başvurması gerekmektedir.
  • Kurul, başvuruyu teknik ve çevresel açılardan değerlendirir.
  • Kamu yararı, tarımsal üretime zarar derecesi gibi ölçütlere göre izin verir ya da reddeder.
  • İzin alınmadan arazide yapılaşma veya tarım dışı kullanım hukuken yasaktır.

4.3. Kurul Kararlarının Hukuki Niteliği

  • Kararlar, belediyeler ve diğer idari merciler için bağlayıcıdır.
  • İzin alınmadan yapılan imar planı değişikliği ve yapılaşmalar hukuka aykırı sayılır ve iptale tabidir.
  • Yargıtay kararları bu durumu teyit etmekte (bkz. 3.3 ve 3.4 bölümleri).

4.4. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar

  • Siyasi ve idari baskılar nedeniyle izin süreçlerinde keyfi uygulamalar görülebilmektedir.
  • İzin alma süreçlerinin uzunluğu ve karmaşıklığı yatırımcı ve vatandaşların süreci zor takip etmesine yol açmaktadır.
  • Kurul işleyişinin şeffaf ve etkin olması talebi sıkça gündeme gelmektedir.

5. Toprak Koruma Kurulu ve Tarım Arazilerinin Korunmasının Yeni İklim Kanunu ile Bağlantısı

İklim Kanunu, çevresel sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğiyle mücadeleyi hukuki temele oturtur. Toprak Koruma Kurulu’nun rolü bu kapsamda daha da önem kazanmıştır.

5.1. İklim Kanunu Perspektifinden Toprak Koruma Kurulunun Rolü

  • Sürdürülebilir Arazi Kullanımı: İklim Kanunu ile teşvik edilen sürdürülebilir arazi kullanımı, Kurulun görev ve yetkileri ile uyumludur.
  • Karbon Depolama ve Biyoçeşitlilik: Tarım arazileri karbon yutağı olarak işlev görmekte; kurulun arazi kullanımını düzenlemesi karbon salınımının azaltılmasına katkı sağlar.
  • İmar ve Planlama Politikaları: Kurulun imar planı onay yetkisi, iklim etkilerinin azaltılması yönündeki arazi planlamalarında kritik rol oynar.

5.2. İklim Kanunu’nun Toprak Koruma ile İlgili Hükümleri

  • Toprakların korunması ve verimli kullanımı için ilgili devlet kurumlarına görevler yüklenmiştir.
  • Çevresel etki değerlendirmesi süreçleri güçlendirilmiş, tarım arazilerinde yapılacak projeler için sıkı denetimler öngörülmüştür.
  • Tarımın sürdürülebilirliği ve Toprak Koruma Kurulu kararlarının bilimsel temellerle desteklenmesi zorunlu kılınmıştır.

6. Tarım Arazilerinde Koruma Kurallarına Aykırı Hareket ve Hukuki Meşruiyet

Tarım arazilerinin korunması devlet politikalarının önceliklerinden biridir ve bu kapsamda mevzuat sıkı düzenlemeler getirmiştir.

6.1. Genel Kural: Koruma Kuralları Bağlayıcıdır

  • 5403 sayılı Kanun ile tarım arazilerinde izinsiz yapı ve imar planı değişikliği yasaktır.
  • 3194 sayılı İmar Kanunu ile de tarım arazilerinin imar planlarında korunması zorunludur.
  • Yargıtay kararları, izin alınmadan yapılan yapıların kaçak olduğunu ve yıkım ile iptal edilmesi gerektiğini açıkça belirtmektedir

6.2. Mevzuatın Sınırlı İstisnaları ve Esneklikleri

Tarım arazilerinde sınırlı amaç dışı kullanım ve yapılaşma mümkündür, ancak bu durumlar çok sıkı şartlara bağlıdır:

  • Kamu Yararı: Sağlık, eğitim, ulaşım gibi kamu hizmeti amaçlı yapılar için izin verilebilir (5403 sayılı Kanun Md. 7).
  • Marjinal Tarım Arazisi: Daha az verimli, ekonomik açıdan sınırlı değer taşıyan arazilerde izin verilebilir.
  • Alternatif Alanın Olmaması: Benzer nitelikte başka arazi bulunmadığı durumlarda sınırlı izin mümkündür.
  • İzin Şartları: Projenin çevresel etkileri ve tarımsal zarar derecesi değerlendirilir.

7.Tarım Arazilerinde İmar ve Kullanım Değişikliği İçin Usul Adımları

Tarım arazilerini imara açmak ya da tarım dışı kullanıma geçirmek için yasal ve idari birden fazla aşamadan oluşan bir süreç izlenir. Bu süreç, hem tarım arazilerinin korunması hem de yapılaşma hakkının hukuki olarak güvence altına alınması için önemlidir. İşte adım adım bu usuller:

1. Toprak Koruma Kurulu’ndan İzin Alma

  • Tarım arazisi üzerinde tarım dışı kullanım (örneğin konut, ticaret, fabrika vb.) yapılacaksa ilk adım Toprak Koruma Kurulu’ndan izin almaktır.
  • Başvurular, bağlı bulunduğun ilin veya ilçenin Tarım ve Orman Müdürlüğü aracılığıyla Toprak Koruma Kurulu’na yapılır.
  • Başvuru dilekçesi hazırlanır ve aşağıdaki belgeler eklenir:
    • Tapu bilgileri ve araziye ait haritalar
    • Projenin amacı ve teknik bilgiler
    • Kamu yararına ilişkin gerekçeler (varsa)
  • Kurul başvuruyu inceleyip onay veya red kararı verir.
  • İzin olmadan tarım arazisinde imar planı değişikliği başvurusu yapılması mümkün değildir.

2. İmar Planı Değişikliği İçin Belediyeye Başvuru

  • Toprak Koruma Kurulu izni alındıktan sonra, imar planında değişiklik yapılması için ilgili belediyenin İmar Müdürlüğü’ne başvuru yapılır.
  • Başvuru dosyası şu belgeleri içerir:
    • Yazılı başvuru dilekçesi
    • Tapu fotokopisi ve kadastro bilgileri
    • Toprak Koruma Kurulu’nun izin yazısı veya kararı
    • Teknik haritalar, proje dokümanları
    • Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu (gerektiğinde)

Başvuru Yöntemleri:

  • Elden Teslim: En sağlıklı yöntemdir. Belediye İmar Müdürlüğü’ne gidip dosya elden teslim edilir. Teslim anında “başvuru alındı belgesi” veya kayıt makbuzu alınır, bu belge ileride başvurunun takibi için çok önemlidir.
  • Posta veya Kargo: Eğer elden teslim mümkün değilse, noter onaylı veya taahhütlü posta/kargo ile gönderilebilir. Gönderi takibi yapılmalıdır.
  • Online Başvuru: Bazı belediyelerin e-devlet veya kendi web sitelerinde online başvuru sistemi bulunabilir. Bu durumda belgeler dijital ortamda yüklenir. Ancak kesin bilgi için belediyeye danışılmalıdır.
  • E-posta ile Başvuru: Resmi başvuru yöntemi olarak genellikle kabul edilmez, ancak tamamlayıcı bilgi için e-posta kullanılabilir.

3. Belediyenin Dosyayı İncelemesi ve Sürecin İşlemesi

  • Belediye, başvuruyu kayıt altına alır ve teknik inceleme başlatır.
  • Dosya eksikse başvuru sahibi ek belge sunması için uyarılır.
  • İmar planı değişikliği, belediye teknik komisyonu ve şehir plancıları tarafından incelenir.
  • Çevresel, altyapı, ulaşım, sosyal donatılar gibi unsurlar değerlendirilir.
  • Belediye, plan değişikliği talebini belediye meclisine sunmak üzere rapor hazırlar.

4. Kamuoyu İlanı ve İtiraz Süreci

  • Belediye meclisinde görüşülmeden önce, plan değişikliği en az 15 gün süreyle belediye ilan panosunda ve resmi web sitesinde ilan edilir.
  • Bu ilan süresince vatandaşlar, proje hakkında görüş bildirme ve itiraz etme hakkına sahiptir.
  • Gelen itirazlar belediye tarafından değerlendirilir, gerekirse düzeltmeler yapılabilir.

5. Belediye Meclis Kararı ve Plan Değişikliğinin Kesinleşmesi

  • Belediye meclisi, plan değişikliğini kabul veya reddeder.
  • Kabul edilirse plan değişikliği resmi olarak ilan edilir ve yürürlüğe girer.
  • İtiraz süresi sona erdikten sonra itirazlar reddedilmişse veya itiraz yoksa plan kesinleşir.
  • Kesinleşen plan, yapı ruhsatı alma aşamasına geçilmesini sağlar.

6. Yapı Ruhsatı Başvurusu ve İnşaat

  • Plan değişikliği kesinleştikten sonra, ilgili belediyeye yapı ruhsatı başvurusu yapılır.
  • Başvuru için mimari, statik, elektrik, mekanik projeler hazırlanır ve belediyeye sunulur.
  • Ruhsat verildikten sonra inşaat yapılabilir.
  • İnşaat süresince belediye denetimleri devam eder.

7. Süreç Takibi ve Önemli Hususlar

  • Başvurular sırasında tüm belgelerin eksiksiz ve usulüne uygun hazırlanması süreci hızlandırır.
  • Başvuru yapıldıktan sonra belediyeden mutlaka başvuru kayıt numarası veya başvuru alındı belgesi alınmalıdır.
  • Süreci belediye ile telefonla, bizzat ya da online sistemlerden takip etmek gerekir.
  • Toprak Koruma Kurulu ve belediye kararları idari işlemler olduğundan, olumsuz kararlar için idari mahkemede dava açma hakkı saklıdır.
  • Her aşamada resmi yazışmaların yazılı ve belgelenmiş olması önemlidir.

Yargıtay Kararları Konulara İlişkin:

1. Tarım Arazilerinde Yapılaşma ve İmar Planı Değişikliği

  • Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, 03.11.2015, E:2014/14598, K:2015/9620
    Tarım arazisinin aynen taksimi ve mülkiyet hakkının sınırlandırılması; tarımsal üretimin korunması.
  • Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 12.09.2018, E:2017/8902, K:2018/6451
    Mutlak tarım arazilerinde izinsiz yapılaşmanın hukuka aykırı olduğu, yapılaşmanın ancak mevzuata uygun izinle mümkün olduğu.
  • Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, 22.05.2019, E:2018/7430, K:2019/3125
    Toprak Koruma Kurulu izni ve belediye ruhsatı olmadan yapılan yapıların kaçak yapı sayılması ve yıkımına karar verilmesi.
  • Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 14.03.2017, E:2016/4289, K:2017/2094
    Belediye ruhsatı olmadan yapılan inşaatların hukuka aykırı sayılarak yıkımına karar verilmesi.
  • Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, 10.12.2015, E:2014/12600, K:2015/8900
    Tarım arazisinin yapıldıktan sonra tarım dışı gösterilemeyeceği, arazinin niteliğinin sonradan değiştirilmesinin mümkün olmadığı.

2. Toprak Koruma Kurulu İzinleri ve İmar Planları

  • Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, 19.06.2017, E:2017/3225, K:2017/4560
    Kamu yararı bulunan durumlarda Toprak Koruma Kurulu izniyle sınırlı imara açılabileceği, ancak usulüne uygun izin alınması gerektiği.
  • Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 25.10.2018, E:2018/5690, K:2018/6755
    İzin alınmadan yapılan imar planı değişikliklerinin hukuka aykırı olduğu ve iptal edilmesi gerektiği.

3. Mirasın Reddine İlişkin Kararlar

  • Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, 17.11.2014, E:2014/5114, K:2014/11764
    Mirasın reddi süreci, ret beyanlarının şekli ve sürelerin başlangıcı.
  • Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, 01.04.1974, E:1973/5, K:1974/7
    Mirasın reddi ve tereke işlemleri konusunda esas ilkeler.
  • Karşıyaka Sulh Hukuk Mahkemesi, 2014/985 Esas, 2014/960 Karar
    Tüm mirasçıların reddi halinde terekenin iflas yoluyla tasfiye edilmesi.

4. Hükmen Reddi Miras ve Hukuki Sonuçları

  • Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, 10.02.2016, E:2015/3420, K:2016/1010
    Borçların ödenememesi durumunda mirasın hükmen reddi kabul edilmesi.

Örnek Başvuru Dilekçesi (Belediyeye İmar Planı Değişikliği İçin)

[Adınız Soyadınız] 

[Adresiniz] 

[Tarih] 

[Belediye Adı] Başkanlığı 

İmar Müdürlüğü’ne 

Konu: Tapu Pafta No: XX, Ada No: XX, Parsel No: XX Sayılı Taşınmazın İmar Planı Değişikliği Talebi 

Sayın Yetkili, 

Tapu kayıtları ekte sunulan, yukarıda belirtilen parsel üzerinde bulunan tarım arazimin, Toprak Koruma Kurulu’nun [tarih ve sayı] sayılı izni doğrultusunda imar planı değişikliği yapılarak tarım dışı kullanımının sağlanması talebimi arz ederim. 

Projemin ilgili mevzuat ve kamu yararı gözetilerek değerlendirilmesini saygılarımla arz ederim. 

İmza: 

Telefon: 

E-posta: 

   

Sonuç ve Değerlendirme

Toprak, insan hayatı için vazgeçilmez bir kaynak ve tarım arazileri de bu toprakların en önemli parçalarından biridir. Tarım arazileri, sadece besin üretimi açısından değil, çevresel denge ve sürdürülebilirlik açısından da büyük önem taşır. Bu yüzden tarım arazilerinin korunması hukuken çok sıkı düzenlenmiştir.

Yargıtay’ın da vurguladığı gibi tarım arazisi; “toprak, topografya ve iklimsel özellikleriyle tarımsal üretime uygun olan ve hâlihazırda tarımsal üretim yapılan ya da yapılmaya elverişli arazilerdir.” Bu nedenle, bu arazilerin imara açılması veya başka amaçlarla kullanılması her zaman mümkün değildir ve hukuka uygun bir süreç gerektirir.

Tarım arazilerinde yapılaşma, öncelikle Toprak Koruma Kurulu’ndan alınacak izinle başlar. İzin olmadan yapılan her türlü yapı, hukuken kaçak sayılır ve yıkım, para cezası gibi yaptırımlarla karşılaşır. Kurul izni aldıktan sonra ilgili belediyeye imar planı değişikliği için başvuru yapılır. Bu başvuru sırasında hem dosyanın eksiksiz hazırlanması hem de belediyenin belirlediği usullere uygun hareket edilmesi gerekir.

Belediyede yapılan incelemeler, kamu yararını, çevresel etkileri ve diğer tüm teknik hususları kapsar. İlan ve itiraz süreci sonrası belediye meclisi onayı ile plan değişikliği kesinleşir ve yapı ruhsatı alınabilir. Bu süreç hukuki güvence sağlar ve tarafların haklarını korur.

Sonuç olarak; tarım arazilerinin imara açılması, sadece mevzuata uygunlukla değil, aynı zamanda kamu yararı ve doğal dengenin korunmasıyla mümkün olur. Hukuki süreçlerin eksiksiz takip edilmesi, hem kişisel haklarınızın korunması hem de çevre ve toplum açısından önemli bir gerekliliktir.

Bu nedenle, tarım arazilerinde imar ve kullanım değişikliği sürecinde, Toprak Koruma Kurulu ve belediye başta olmak üzere ilgili tüm kurumlarla işbirliği yaparak, usulüne uygun ve dikkatli hareket etmek hem hukuken hem de pratikte en doğru yaklaşımdır.

İlgili Makaleler

Diğer blog yazılarını keşfedin

Hukuk alanındaki diğer güncel konular hakkında daha fazla bilgi edinin.

Telefonla Ara