Türk Miras Hukukunda Yasal Mirasçılık ve Vasiyetnameler
BLOG

Türk Miras Hukukunda Yasal Mirasçılık ve Vasiyetnameler

Miras, bir kişinin ölümüyle birlikte, onun malvarlığının mirasçılarına intikal etmesi sürecini ifade eder. Bu çalışmada yasal mirasçılık, saklı pay, vasiyetnameler ve mirasın reddi kurumları ele alınacaktır.

E

Enes Sevinç

25 Temmuz 2025

1. YASAL MİRASÇILIK

1.1. Tanımı ve Hukuki Dayanağı

Miras, bir kişinin ölümüyle birlikte, onun malvarlığının mirasçılarına intikal etmesi sürecini ifade eder. Bu geçişin temel taşlarından biri olan yasal mirasçılık, vasiyetname ya da başka bir ölüme bağlı tasarrufun bulunmadığı hallerde devreye girer. Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 495 ila 501. maddeleri arasında yasal mirasçılık detaylı biçimde düzenlenmiştir.

1.2. Kimler Yasal Mirasçıdır?

Yasal mirasçılar, genellikle murisin yakın akrabalarından oluşur:

  • Altsoy (Birinci zümre): Çocuklar ve torunlar,
  • Üstsoy (İkinci zümre): Anne-baba ve kardeşler,
  • Büyüküstsoy (Üçüncü zümre): Büyükanne-büyükbaba ve onların çocukları (hala, dayı vb.),
  • Evlatlık, sağ kalan eş ve özel durumlarda devlet.

1.3. Zümre Sistemi

Türk miras hukukunda zümre sistemi esas alınır. Üst zümrede mirasçı varsa, alt zümreye geçilmez. Her zümredeki kişiler mirası eşit şekilde paylaşır. Sağ kalan eş ise zümrelere göre değişen oranlarda pay alır:

  • Altsoy ile birlikte: 1/4
  • Anne-baba ile birlikte: 1/2
  • Büyükbaba-büyükanne ile birlikte: 3/4
  • Hiç mirasçı yoksa: tamamı

1.4. Evlatlık ve Devletin Mirasçılığı

Evlatlık, evlat edinen kişiye yasal mirasçıdır. Ancak evlat edinen, evlatlığın biyolojik ailesine mirasçı olamaz. Devlet ise ancak başka hiçbir mirasçının bulunmaması halinde yasal mirasçı olur.

 YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA UYGULAMADA YASAL MİRASÇILIK

Miras Payı Hakkı – Yargıtay 2. HD, 22.06.2015, E:2015/4759, K:2015/10730

Ölen eşin anne ve babasının tenkis davası açtığı dosyada Yargıtay, sağ kalan eşin TMK’ya göre hak ettiği 1/2 oranındaki payın korunmasına hükmetmiştir. Bu kararla, eşin yasal payına müdahale edilemeyeceği açıkça vurgulanmıştır.

Vasiyetle Sınırlama – Yargıtay 2. HD, 16.05.2017, E:2016/12725, K:2017/8743

Eşe yalnızca evin kullanım hakkı bırakılan vasiyetnameye karşı açılan davada Yargıtay, eşin mülkiyet hakkının miras payı oranında korunması gerektiğini belirterek, vasiyetle yapılan sınırlamayı iptal etmiştir.

 Vasiyetname ve Altsoy – Yargıtay 2. HD, 25.04.2012, E:2011/7127, K:2012/6443

Eşe ve çocuklara mal bırakılan bir vasiyetnamede, sağ kalan eşin TMK’daki yasal payına ulaşılamaması üzerine açılan dava sonucunda, Yargıtay, eşin payının kanunen güvence altında olduğunu belirterek, altsoy lehine yapılan aşırı tasarrufları iptal etmiştir.

 Mal Rejimi ve Miras – Yargıtay 8. HD, TMK 2019/5848

Yargıtay, sağ kalan eşin öncelikle mal rejimi tasfiyesinden doğan katılma alacağını alma hakkı olduğunu belirtmiştir. Bu karar ile, terekenin paylaşılmasından önce, katılma alacağının çıkarılması gerektiği vurgulanmıştır.

Yasal mirasçılık kurumu, hem teorik hem de uygulamada büyük önem arz eden bir miras hukuku konusudur. TMK’da düzenlenen zümre sistemi, sağ kalan eşin korunması ve evlatlık-devlet gibi özel durumlar, sistemin esnek ve adaletli yönünü ortaya koymaktadır. Yargıtay kararları ise bu sistemi uygulamada somutlaştırarak, mirasçıların haklarını güvence altına almaktadır. Çalışmanın devamında saklı pay, mirasın reddi ve vasiyetname gibi diğer temel konuların da bu yaklaşımla ele alınması planlanmaktadır.

2. SAKLI PAY ve TENKİS DAVASI

2.1. Saklı Pay Kavramı

Türk miras hukukunda, miras bırakanın ölümünden sonra malvarlığını istediği şekilde tasarruf etme hakkı sınırsız değildir. Bazı mirasçıların payları, kanun tarafından özel olarak koruma altına alınmıştır. Bu koruma, “saklı pay” kurumu aracılığıyla sağlanır.

Saklı pay, miras bırakanın vasiyetname, bağış ya da diğer yollarla tasarruf edemeyeceği, kanunen korunmuş miras payını ifade eder. Bu kurumun temel amacı, özellikle altsoy, anne-baba ve sağ kalan eş gibi yakınların mağduriyetini önlemek ve mal kaçırma girişimlerini sınırlamaktır.

2.1.1. Saklı Pay Sahibi Mirasçılar

Türk Medeni Kanunu’na göre, sadece şu kişiler saklı pay hakkına sahiptir:

  • Miras bırakanın altsoyu (çocukları, torunları, evlatlık ve onların altsoyu),
  • Anne ve baba,
  • Sağ kalan eş.

Kardeşler, 10 Mayıs 2007 tarihinden itibaren saklı paylı mirasçı olmaktan çıkarılmıştır. Ancak bu tarihten önceki ölümler için kardeşlerin saklı pay hakkı devam etmektedir.

2.2. Saklı Pay Oranları

Saklı pay oranları, yasal miras payı üzerinden hesaplanır ve TMK’da aşağıdaki gibi düzenlenmiştir:

MirasçıSaklı Pay Oranı
AltsoyYasal miras payının yarısı
Anne ve babaYasal miras payının 1/4’ü
Sağ kalan eşDiğer mirasçılarla birlikteyse: tamamı
Tek başına ise: 3/4’ü

Örnek:
Miras bırakanın üç çocuğu ve bir eşi varsa, normal paylaşımda çocuklara toplam %75, eşe ise %25 pay düşer. Ancak miras bırakan malvarlığının tamamını eşe bırakırsa, çocukların her birinin %12,5’lik saklı payı ihlal edilmiş olur. Bu durumda, çocuklar tenkis davası açarak saklı paylarını talep edebilirler.

2.3. Tenkis Davası

Tenkis davası, miras bırakanın saklı pay oranlarını ihlal ederek yaptığı ölüme bağlı ya da sağlararası tasarrufların, saklı payı koruyacak şekilde geri alınması amacıyla açılır. Bu dava yalnızca miras bırakanın ölümünden sonra açılabilir.

2.3.1. Kimler Tenkis Davası Açabilir?

Tenkis davası açma hakkı sadece saklı pay sahibi mirasçılara aittir. Bu kişilerin dışında, vasiyet tenfiz memurları, diğer yasal mirasçılar veya üçüncü kişiler bu davayı açamaz.

 Dava açmayan saklı paylı mirasçılar, tenkis kararından yararlanamazlar. Herkesin kendi adına dava açması gerekir.

2.4. Tenkis Davasında Tereke ve Hesaplama

Tenkis davası açıldığında öncelikle terekenin net değeri hesaplanır. Bunun için:

  • Aktifler (mallar, nakitler, alacaklar),
  • Pasifler (borçlar, cenaze giderleri vb.)

bilançoya göre belirlenir. Saklı paylar düşüldükten sonra kalan malvarlığı, miras bırakanın tasarruf edebileceği alandır. Bu sınır aşılmışsa, fazla kısım tenkise tabi olur.

Örnek hesaplama:
Terekenin toplam değeri: 800.000 TL
Saklı pay toplamı: 500.000 TL
Miras bırakanın tasarruf edebileceği kısım: 300.000 TL
Vasiyetle bir kişiye 400.000 TL bırakılmışsa, 100.000 TL’si tenkise tabi olur.

2.5. Tenkis Sıralaması ve Usulü

Tenkis işlemi yapılırken belli bir öncelik sırası vardır:

  1. Öncelikle ölüme bağlı tasarruflar (vasiyetnameler, miras sözleşmeleri) tenkise uğrar.
  2. Yeterli olmazsa, sağlararası kazandırmalar (bağışlar) tenkise tabi tutulur.
  3. Kamu yararına vakıf ve derneklere yapılan bağışlar, en son sırada değerlendirilir.

2.6. Yargıtay Uygulaması

Yargıtay 1. HD, 2020/1983 E., 2021/1730 K.

“Saklı payı aşan oranda yapılan kazandırmalar, tasarruf özgürlüğünü aşar ve tenkise tabi olur. Vasiyetnameye dayalı haklar, saklı pay oranı ile sınırlıdır.”

Yargıtay 2. HD, 2017/8743 K.

“Tenkis davasında sadece dava açan mirasçının saklı payı gözetilir. Diğer mirasçıların dava açmaması, onları saklı paydan otomatik olarak yararlandırmaz.”

Yargıtay 2. HD, 2017/8743 E. – 2018/4532 K.

Miras bırakanın sağlığında çocuklarına devrettiği taşınmaz ve ticari işletmelerin, terekeye dâhil edilmesi gerektiği ve saklı payın ihlal edildiği tespit edilmiştir. Mahkeme, tasarruf özgürlüğünün saklı payı ihlal edecek şekilde kullanılamayacağını belirterek, tenkis kararı vermiştir.

2.7. Kişisel Değerlendirme

Saklı pay ve tenkis davası, miras hukukunun hem en teknik hem de en koruyucu yönlerinden biridir. Özellikle aile ilişkilerinin bozulduğu, mal kaçırma riskinin bulunduğu durumlarda saklı pay, mirasçılar için ciddi bir güvencedir. Ancak bazen bu sistem, miras bırakanın iradesini tam anlamıyla yansıtmasını engelleyebilir. Bu nedenle ileride, mahkemelere daha geniş takdir yetkisi tanıyan bir esneklik getirilmesi düşünülebilir.

2.8. Sık Sorulan Soru: Miras Bırakmak İstemediğim Çocuğuma Saklı Pay Bırakmamak Mümkün mü?

Genel kural olarak hayır. TMK saklı payı korur. Ancak şu istisnalar söz konusudur:

  • Feragat sözleşmesi: Çocuk, saklı payından vazgeçebilir.
  • Mirasçılıktan çıkarma: Ağır bir suç ya da yükümlülüğe aykırılık varsa, mirasçı mirastan çıkarılabilir.
  • Sağlararası kazandırmalar: Hayattayken yapılan hediyeler, mal kaçırma amacı taşımıyorsa saklı paya dâhil olmayabilir (ama tenkise tabi tutulabilir).

  3. VASİYETNAME ve ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLAR

3.1. Tanım ve Genel Nitelik

Vasiyetname, miras bırakanın, ölümünden sonra malvarlığının nasıl paylaşılmasını istediğini beyan ettiği tek taraflı ve kişisel bir hukuki işlemdir. Türk Medeni Kanunu’nda vasiyetname, ölüme bağlı tasarruf türlerinden biri olarak düzenlenmiştir. Diğeri ise miras sözleşmesidir.

TMK’da ölüme bağlı tasarruflar:

  • Maddi anlamda: Belirli mal bırakma, mirasçı atama, mirastan çıkarma vb.
  • Şekli anlamda: Vasiyetname ve miras sözleşmesi şeklinde düzenlenir.

Vasiyetname, mirasçılar arasında anlaşma yapılmaksızın tek başına yapılabilir ve miras bırakan, hayatı boyunca dilediği zaman bundan dönebilir.

3.2. Vasiyetname Düzenleyebilme Şartları

Vasiyetname yapabilmek için bazı kişisel ehliyet şartları gerekir:

ŞartAçıklama
Ayırt etme gücüMiras bırakanın akli melekelerinin yerinde olması gerekir.
Yaş şartıEn az 15 yaşını doldurmuş olmalıdır.
Kişisel işlemVasiyetname, sadece bizzat kişi tarafından yapılabilir; temsil mümkün değildir.

 Ayırt etme gücü yoksa yapılan vasiyetname mutlak butlanla hükümsüzdür. Bu durum sonradan iptal davasına konu olabilir.

3.3. Vasiyetname Türleri

3.3.1. El Yazılı Vasiyetname (TMK m. 538)

En basit türdür. Tamamı miras bırakanın kendi el yazısıyla yazılmalı ve tarih ile imza içermelidir. Daktilo ya da bilgisayar çıktısı geçersizdir.

 Avantaj: Kolay hazırlanır, masrafsızdır.
 Dezavantaj: Kaybolabilir veya yok edilebilir.

3.3.2. Resmî Vasiyetname (TMK m. 532–537)

Noter veya sulh hakimi gibi resmi makam önünde, iki tanık huzurunda hazırlanır. Okuma-yazma bilenler için metin miras bırakana okunur, birlikte imzalanır.
Okuma-yazma bilmeyenlerde ise metin tanıklarca okunup onaylatılır.

 Avantaj: Daha güvenlidir, iptali daha zordur.

3.3.3. Sözlü Vasiyetname (TMK m. 539)

Olağanüstü hâllerde (savaş, afet, ölüm tehlikesi) miras bırakan iki tanığa sözlü olarak son arzusunu bildirir. Tanıklar bunu yazılı tutanağa döker ve hakime iletir.
Bir ay içinde olağan koşullar geri dönerse, vasiyetname geçerliliğini kaybeder.

3.4. Vasiyetnameden Dönme

Miras bırakan vasiyetnamesinden açık veya örtülü olarak dönebilir:

  • Açık dönme: Yeni vasiyetname yaparak önceki vasiyetin kaldırılması.
  • Örtülü dönme: Eski vasiyetnamedeki hükümle bağdaşmayan davranışlarda bulunmak (örneğin, vasiyet ettiği evi satmak).
  • Vasiyetnameyi fiziksel olarak yok etmek de dönme iradesi varsa geçerlidir.

 Vasiyetnameden dönme hakkı kişiseldir ve devredilemez.

3.5. Vasiyetnamenin İptali Davası

İptal davası, vasiyetnamenin geçersiz olduğunu iddia eden kişilerce açılabilir. TMK m. 557’de öngörülen sebepler:

  • Ayırt etme gücünün olmaması,
  • Hile, cebir, tehdit gibi irade bozuklukları,
  • Şekil şartlarına uyulmaması,
  • Hukuka ve ahlaka aykırılık.

 Süre: Vasiyetnameyi öğrenmeden itibaren 1 yıl içinde, her hâlükârda vasiyetname tarihinden itibaren 10 yıl içinde açılmalıdır.

 Görevli mahkeme: Asliye Hukuk Mahkemesi
 Yetkili mahkeme: Miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesi

3.6. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar

  • El yazılı vasiyetnamelerin kaybolması veya üçüncü kişilerce yok edilmesi.
  • Vasiyetnameye uygun sicil kayıtlarının yapılmaması, paylaşımda karışıklık yaratabilir.
  • Vasiyetname içeriklerinin belirsiz olması, yorum sorunlarına yol açabilir.
  • Ayırt etme gücü zamanına dair tıbbi rapor eksikliği, iptal davalarında belirsizlik yaratır.

3.7. Yargıtay Kararları

Yargıtay 1. HD, 2014/13120 E., 2015/2481 K.

“El yazılı vasiyetname, tarih ve imza içermiyorsa geçerli değildir. İmzanın daktiloyla yazılması yeterli değildir.”

Yargıtay 2. HD, 2008/7567 E., 2009/3211 K.

“Sözlü vasiyetname ancak zorunlu hallerde geçerlidir. Bu koşulun oluşup oluşmadığı somut delillerle ispatlanmalıdır.”

Yargıtay 1. HD, 2017/4482 E., 2018/6251 K.

“Resmi vasiyetname, usulüne uygun tanıklar huzurunda yapılmamışsa iptal sebebidir.”

3.8. Kişisel Değerlendirme

Vasiyetname, bireyin ölüm sonrası iradesine saygı gösterilmesini sağlar. Bu yönüyle kişilik haklarının ölümden sonra da korunmasını sağlayan en önemli araçlardan biridir. Ancak bu özgürlük, saklı pay düzenlemesi ve şekil şartları gibi sınırlamalara tabidir. Uygulamada, vasiyetnamelerin çoğu usul hataları nedeniyle geçersiz sayılabilmektedir. Bu nedenle şekil şartlarına özellikle dikkat edilmesi gerekir.

4. MİRASIN REDDİ

4.1. Kavram ve Hukuki Dayanak

Mirasın reddi, yasal veya atanmış mirasçının, miras bırakanın ölümüyle birlikte kendisine geçmiş olan mirasın tamamını –alacak ve borçlarıyla birlikte– kabul etmeyip reddetmesidir (TMK m. 605–618).

 Amaç: Mirasçının şahsi malvarlığı ile miras bırakanın borçlarından sorumlu olmasını engellemektir.

“Mirasın reddi bir tek taraflı, bozucu yenilik doğuran haktır ve irade beyanıyla sonuç doğurur.”

4.2. Külli Halefiyet İlkesi ve Reddi Mirasın Önemi

Külli halefiyet ilkesi gereğince, miras bırakanın ölümü anında, tereke bir bütün olarak mirasçılarına geçer (TMK m. 599). Mirasçı, mirası reddetmediği sürece:

  • Terekenin alacakları yanında borçlarından da şahsi malvarlığı ile sorumlu olur.
  • Bu risk, özellikle borca batık tereke hâllerinde mirasın reddini zorunlu hâle getirir.

4.3. Reddi Miras Türleri

TürüÖzellikleri
Gerçek RedMirasçının 3 ay içinde Sulh Hukuk Mahkemesi’ne yaptığı kayıtsız ve şartsız ret beyanıdır.
Hükmen RedMiras bırakanın ölümü anında borçlarını ödeyemeyecek durumda olması hâlinde, mirasçılar beyan aranmaksızın reddetmiş sayılır (TMK m. 605/2).

4.4. Red Usulü ve Süreler

  • Yetkili Mahkeme: Miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesi.
  • Süre:
    • 3 ay içinde mirasın reddi beyanı yapılmalıdır.
    • Süre, yasal mirasçılar için ölüm tarihinden, atanmış mirasçılar için ise bildirimin yapılmasından itibaren başlar (TMK m. 606).
    • Tereke defteri tutulursa, inceleme süresinin bitiminden sonra 1 ay içinde ret mümkündür.

 Ret şartlı, sınırlı veya kısmi olamaz. Tüm miras bir bütün olarak reddedilmelidir.

4.5. Hükmen Reddi Miras (TMK m. 605/2)

  • Miras bırakan borca batık durumda ölmüşse ve bu durum resmi belgelerle veya açıkça sabitse, miras kendiliğinden reddedilmiş sayılır.
  • Beyana gerek olmadan hüküm doğurur, ancak alacaklılarla sorun yaşanmaması için Sulh Mahkemesi’ne başvuru tavsiye edilir.

Aciz vesikası, vergi borçları, haciz kayıtları borca batıklığın en önemli delillerindendir.

4.6. Ret Hakkının Düşmesi ve Örtülü Kabuller

Aşağıdaki durumlarda mirasçı ret hakkını kaybeder:

  • Tereke mallarına fiilen el koymak,
  • Olağan yönetim dışında işlem yapmak (örneğin tereke taşınmazını satmak),
  • Tereke mallarını gizlemek ya da zimmetine geçirmek.

Ancak şu işlemler ret hakkını düşürmez:

  • Mirasçılık belgesi almak,
  • Sosyal güvenlik kurumlarından dul-yetim maaşı almak,
  • Tereke alacakları için tedbir kararı istemek.

4.7. Reddi Mirasın Hukuki Sonuçları

  • Mirasçı, mirasçılık sıfatını tamamen yitirir.
  • Redde uğrayan miras payı, varsa altsoya geçer. Altsoy da reddederse bir sonraki dereceye geçmez.
  • Tüm yasal mirasçılar mirası reddederse, tereke iflas hükümlerine göre tasfiye edilir (TMK m. 612).
  • Artan varsa ilk derece mirasçılarına verilir, ikinci dereceye geçmez.

4.8. Tasfiye Süreci ve Alacaklıların Korunması

  • Mirasın tasfiyesi Sulh Hukuk Mahkemesi’nce, İcra İflas Kanunu hükümlerine göre yapılır.
  • Alacaklılar, tereke tasfiyesine katılabilir.
  • Mirasçı, alacaklılarını zarara uğratmak amacıyla kötü niyetle mirası reddetmişse, alacaklılar TMK m. 617 uyarınca reddin iptalini talep edebilir.

4.9. Mirasın Reddi Davasında Yetki ve Temsil

  • Gerçek reddi miras davası hasımsız açılabilir (TMK m. 605/1).
  • Küçük veya kısıtlı adına yapılacak red işlemi için, vesayet makamınca kayyım atanması gerekir (TMK m. 426/2).
  • Hükmen redde ilişkin davalarda, yetkili mahkeme alacaklıların yerleşim yeri Asliye Hukuk Mahkemesidir.

4.10. Yargıtay Kararları

Yargıtay 1. HD, 2018/4532 K.

“Tüm mirasçıların mirası reddettiği sabit ise, mahkeme resen terekenin iflas yoluyla tasfiyesine karar vermelidir. Aksi hâlde karar bozulur.”

Yargıtay 2. HD, 2017/8743 E.

“Mirasın hükmen reddi için murisin ölüm tarihinde borçlarını ödeyemeyecek durumda olması gerekir. Bu hususun resmi kayıtlarla sabit olması gerekir.”

Yargıtay 1. HD, 2014/9863 E., 2014/11384 K.

“Tereke mallarını gizleyen veya el koyan mirasçının ret hakkı düşer. Böyle bir durumda mirası kabul etmiş sayılır.”

4.11. Kişisel Değerlendirme

Mirasın reddi, borçlu miras bırakanların yakınlarını koruyan bir düzenleme olup, hukuki öngörülebilirlik ve güvenliği sağlar. Ancak uygulamada sürelerin kaçırılması, örtülü kabul gibi nedenlerle ret hakkının kaybı sık yaşanmakta ve mağduriyet doğmaktadır. Hükmen reddin açıklığı ve tespit usullerinin daha belirgin hâle getirilmesi, bu alanda büyük önem taşımaktadır.

İlgili Makaleler

Diğer blog yazılarını keşfedin

Hukuk alanındaki diğer güncel konular hakkında daha fazla bilgi edinin.

Telefonla Ara